YEŞİL YOL PROJESİNDE BETONARME YASAĞI?

Karadeniz Bölgesi’nde Tokat, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin ve Bayburt illeri yaylalarını birbirine bağlayacak olan Yeşil Yol Projesi devam etmektedir.

2013 yılında temelleri atılan Yeşil Yol Projesinin, yaklaşım 1800 kilometrelik bölümü tamamlanmıştır. 800 kilometrelik kısımda ise çalışmalar devam etmektedir. 8 ilikapsayan yol projesinin, Karadeniz’e gelen turist sayısını 5’e katlaması planlanmaktadır. Bölgedeki 40 yayla Yeşil Yol Projesi ile birbirine bağlanacak ve yaylalar arasındaki geçiş sağlanacaktır. Bu amaçla oluşturulacak olan koridorvar olanı geliştirme şeklinde ilerleyecek. Doğaya zarar verilmeyeceği açıklanmaktadır.

Proje tamamlandığında 40 yaylaarasındaki ulaşım kolaylaşacaktır. Böylelikle bir yayladan diğerine geçiş için sahil yoluna inmeye gerek kalmayacak ve bütün yaylalar 1 haftalık bir zaman içerisinde gezilebilecektir.  Mevcut yolların iyileştirilmesiyle doğaya zarar vermemek adına tünel ve kaya delme işlemleri yapılmayacağı dile getirilmektedir.

Yeşil Yol bölgesince inşa edilmesi planlanan yapılar, ahşap ve taş olarak doğayla bütünleşmiş bir şekilde olacaktır. Konaklama tesisleri ve restoranların bulunacağı projeler, yeşil doğanın arkasına saklanacak. Böylelikle doğa kirliliği oluşmayacak ve turizme katkı sağlanacağı belirtilmektedir.

Yeşil Yol, Plansızlığı Ortadan Kaldıracaktır;

Doğu Karadeniz'de özellikle plansız yerleşme bölgeyi tehdit etmektedir. Özellikle Yeşil Yol güzergâhı bölgeye yakışmayan yapılaşmalarla doludur. Yaylalarda mülkiyet sorunu, çirkin yapılaşma, kaçak yapılaşma, yöresel mimarinin olmadığı bir yapılaşma, plansız, programsız ve düzensiz bir yerleşim vardır. Yeşile Yolculuk projesinde eski yolun yani var olan yolun ıslah etmek, iyileştirmek, işaretlemek ve güvenli bir yol oluşturmak olduğu açıklanmaktadır. Turizmin en önemli parçası olan Yeşile Yolculuk, Karadeniz Bölgesinin sahip olduğu eşsiz güzelliklere değer katacak bir proje olarak tarihteki yerini alacaktır.

Bu bilgilerden yola çıkarak mademki yeşil yol yapılıyor o zaman yeşil yolumuzda yeşil enerji kullanımı olsun ve bu yeşilliğin doğallığını bozmayacak yeşil enerjiden faydalanan ahşap yapılar yapalım düşüncesine vardık.

Yeşil yol projesinde yeşile uyum sağlayan ahşap yapılar tercih edilmelidir. Bunun nedenleri ahşabın özelliklerinde cevap bulacaktır;

AHŞAP MALZEMENİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Ahşabın olumlu özellikleri:

Doğal, organik, insana yakın ve sıcak bir malzemedir. Geniş renk, doku ve boyut çeşitliliğine sahiptir. Üstün estetik ve akustik özellikler taşır. Diğer yapı malzemeleriyle karşılaştırıldığında kaynağı en kolay bulunan, en çabuk yenilenebilen, geri dönüşüm özelliğine sahip, üretim ve uygulama açısından çevre kirliliği oluşturmayan doğaya uyumlu bir malzemedir. Yeterli dirence sahip olmasının yanı sıra oldukça hafif bir malzemedir. Bu, atölyede üretilen ahşap yapı elemanlarının şantiyeye ulaştırılmasını kolaylaştırmaktadır. Şok etkisine dayanıklı, titreşim emme özelliğine sahip ve esnektir. Bu nedenle deprem etkilerine karşı dirençlidir. Isı yalıtımı sağlar, ses iletme, yutma ve yansıtma özelliği vardır. Kurutulmuş ahşap iyi bir elektrik yalıtkanlığına sahiptir. Hammaddesinin elde edilmesi ve işlenerek yapı malzemesine dönüştürülmesindeki enerji ihtiyacı diğer yapı malzemelerine oranla oldukça azdır. Kimyasal maddelerin çoğundan zarar görmez. Doğal olarak kendi çevresiyle kimyasal dengede bulunur. Birçok yapı malzemesi gibi kristalleşme ve yorulma özellikleri yoktur. Çağdaş sistemlere kolayca adapte edilebilir. Kaplanabilir ve tekrar kullanılabilme özelliğine sahiptir.

Ahşabın olumsuz özellikleri:

Böcek, kurt ve mantarlara, su ve neme karşı dayanıksızdır. Mekanik aşınmaya karşı dayanıksızdır. Yapısı homojen değildir. Diğer malzemelere oranla bakımı daha zordur. Yangın dayanımının yüksektir ancak kolay tutuşan bir malzemedir.Ahşaba uygulanan birtakım kurutma ve koruma yöntemleriyle, malzemenin olumsuz özelliklerinin oluşturabileceği zararlara karşı koruma sağlanabilmektedir.

Ahşabın yanında betonarme gibi alternatiflerde vardır. Ancak betonarme binalarında zararları vardır.

Betonarmenin Zararları?

Az bilinen ve/ya gizlenen gerçek şudur: Beton radyoaktif radon gazı yaymaktadır. Betonarme binalarda yapılan ölçümlerde 200-300 bekerele kadar radyoaktif değerler çıkabilmektedir. WHO"ya göre bu seviye insan sağlığını tehdit eden sınırların başlangıcıdır. Radon gazı vücutta toksik bir etki yapar ve kansere kadar gidebilir. Amerika"da 1994’de yapılan bir araştırmada akciğer kanserinden ölenlerin %14"ünün bina içi radona maruz kalanlar olduğunun anlaşılmasından sonra betonarme binalara radon gazı tahliye aspiratörleri konulması mecburiyeti getirilmiştir. Aynı uygulama 2000 yılında İngiltere"de başlatılmıştır.

Beton içerisinden geçirilen bakır elektrik kabloları beton içindeki demirin tetiklemesiyle manyetik alan oluşturmakta, insanın hem beden hem ruh sağlığını derinden etkilemektedir. Bu binalarda oturanların romatizma, böbrek ve astım hastalıklarına daha çok yakalandığı istatistikler tarafından ortaya konmuştur.

Çimento üretimi ile dünyada her yıl atmosfere 3,5 milyar ton karbondioksit salınır ve hava kirletilir. Karbonsal atıklar tabiatın kendini temizleme gücünün çok üstüne çıkınca da küresel ısınma ve iklim değişikliği başlar. Ahşap ev sayısı arttıkça daha çok karbon bileşikleri emilecek ve salınanın aksine dünya daha temiz dünya olacak demektir. Ahşap ev yapmakla orman alanları azalmaz, tersine artar. Amerika ve Kanada"yı bu konuda örnek verilebilir.

Ağaç kesmekten korkmamalıyız, ağaç tekrar kökten gelir, mühim olan orman alanlarının imara açılmaması yine orman alanı olarak bırakılmasıdır.

Yeşil yolda yapılacak olan ahşap yapılarda enerji olarak da doğadan elde edilen yeşil enerji kullanılmalıdır.

Peki Yeşil Enerji Nedir?

Yeşil Enerji; Çevreye daha duyarlı üretilen enerji tiplerini ifade eder. Enerjinin üretim şekillerine göre, farklı maliyetler ile yeşil enerji kullanılması mümkündür.

Hangi Enerji türleri yeşil enerji kapsamında kullanılır?

Avrupa Birliği kanunlarında tanımlanmış yeşil enerji türleri şunlardır:

         Rüzgâr Enerjisi

         Hidroelektrik enerjisi

         Güneş Enerjisi

         Jeotermal

         Biyolojik artıklarlardan üretilen enerji

Türkiye'de yeşil-yenilenebilir enerji kaynakları toplam elektrik üretiminin % 40‘ına denk gelmektedir. Yeşil enerji üretiminin büyük bir kısmı hidroenerji kaynakları ile sağlanmakta olup son yıllarda artan devlet teşvikleri ile özellikle rüzgârve güneş enerjisinin payı artmaktadır.

 

Yenilenebilir Enerji Kaynağı Neden Gereklidir?

Günden güne artan nüfus ile yenilenemez enerji kaynaklarının büyük ağırlıkta olduğu enerji santrallerinin gücü hızla tükenmektedir. Bu kaynaklarıngeliştirilmemesi durumunda dünya nüfusu için yetersiz kalacağı bilinen bir gerçektir. Yenilenemez enerji kaynakları hem tükenebilir nitelikte, hem de çevreye ciddi zararlarıdır. Bu nedenle Dünyanın bilinçlenip yatırımını yenilenebilir enerjiye doğru yönlendirmesi ve bunun önemini çok iyi kavraması gerekmektedir.

Yeşil enerji; tertemiz, doğanın kendi nimetlerinden doğan ve hiçbir kimyasallaşma olmadan üretilen ve coğrafyanın elverişli olduğu ölçüde dışarıya bağımlılığı azaltan mucize niteliğindedir. Başlangıçta kurulum maliyeti fazla olsa da uzun vadede yapılan yatırımın getirisi oldukça yüksektir. Ortaya çıkan gelişmeler doğrultusunda yeşil enerjinin değeri anlatılmalı ve gerekli yatırımlar için yatırımcılar üzerlerine düşen görevi yapmalıdır.

Yenilenebilir Enerjinin Türkiye’de ve Dünyadaki Durumu

Yenilenebilir enerjinin nimetlerinden tam olarak faydalanmak için gerekli olan en önemli şey şüphesiz ki coğrafyadır. Bu hususta çok şanslı bir jeopolitik konuma sahip olan Türkiye, güneş enerjisi için uygun kıyı şehirlerine, rüzgârlı tepelere ve termal su kaynaklarına sahiptir. Avrupa ile kıyaslanacak olduğunda 3. Rüzgâr enerjisi potansiyeline sahip olan ülkemiz,bu avantajını bir türlü fırsata çevirememiştir.

Yenilenebilir Enerji Üretimi

Güneş ışıkları  güneş panellerine temas ederek silisyum elementinin artı ve eksi zıt kutuplar tarafından çekilerek bir akım oluşmasını sağlar. Bu akım enerji hatları ile sisteme aktarılır ve güneş pili tarafından depolanır. Güneş pilinde düşük voltajda üretilmiş olan elektrik enerjisi inverter ile yükseltilerek şehir veya ev şebekesi içinde kullanılabilir.

Şeker kamışı, buğday vb gibi tahıl bitkilerinden elde edilen enerjiye biyoenerji denilmektedir. Bu bitkilerin fermante edilerek açığa çıkarılan ısı enerjisi  elektrik enerjisine dönüştürülür. Bu sistem tarım ülkelerinde mahsulün hasat edilmesinin ardından tarlada kalan sap ve kök kısımlarının toplanıp işlenmesi ile elde edilir. Üretimi için bitki ve besin tedariki sürekli olmadığı için maliyeti yüksek olmaktadır.

Ülkemizde mutfak atıklarının toplanması ve geri dönüştürülmesi ile enerji üretimi yaygınlaşmış ve hem geri dönüşüm hemde enerji üretimi yapılır hale gelmiştir. Belediyeler evlerden toplanan mutfak atıklarını katı atık geri dönüştürme merkezlerinde fermante edilip metan gazı elde etmektedir. Bu metan gazları gaz jeneratörlerinde yakılarak elektrik enerjisi üretilmekte ve şehir şebekesine verilerek kullanıma sunulmaktadır. İlk yatırım maliyeti oldukça yüksektir. Mutfak atıkları sürdürülebilir ve sürekli tedarik edilebilir atıklar olduğundan yıl boyunca değerlendirilebilir. Ülkemizde birçok şehirde katı atık dönüştürme tesisleri kurulmuş ve elektrik enerjisi üretilmeye başlanmıştır.

Fotosentez sırasında bitki organik madde üretir. Bu maddenin bir kısmını bitki büyümek için kullanır ancak büyük bir kısmı kullanamaz. Kullanılmayan madde kökleri aracılığı ile toprağa verilir. Toprakta bulunan mikroorganizmalar ise bu maddeyi alıp enerji elde etmek için parçalar. Bu parçalanma sonucunda ortaya yan ürün olarak elektronlar salınır. Bu mikroorganizmalara entegre edilen elektronlar sayesinde organizmalar elektronları aktarabilir ve bu elektrik toplanır.”

 

Türkiye'de İlk Enerji Üreten Yeşil Çatı Örneği Nevşehir!

Nevşehir'de bir okulun yurt binasının çatısı hem bitki yetişecek hem de enerji üretecek biçimde yapılmıştır. Güneş ışınlarını elektrik enerjisine çeviren fotovoltaik panel ve yeşil çatı, bir kamu binasında ilk kez uygulanmıştır. Çatıda canlı bitkilerin yetişecek olması, yağmur sularının doğal olarak arıtılma ve kullanılmasına dolayısı ile ısı yalıtımına olanak verirken ekolojik bir ortam oluşturmaktadır. Binada uygulanan yüksek ısı yalıtım sistemleri sayesinde doğal gaz tüketimi azaltılarak yüksek karbondioksit salınımının önüne geçileceği düşünülmektedir.

Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER) Yönetim Kurulu Başkanlığı tarafından Hızlı kentleşmeyle yeşil alanların azaldığıaçıklanmaktadır. Bugüne kadar binaların unutulan ve çoğu zaman değerlendirilmeyen çatılarının bahçe çatı uygulamasıyla yeşil birer alana dönüştürülebileceği “Bahçe çatı uygulaması, binalara değer katan ama uygulaması bir o kadar incelik isteyen bir iş olduğunu dile getirilmiştir.

Peki, bu yeşil enerjiyi neden yeşil yapılarda (ahşaplarda) kullanmalıyız?

Bir evi sadece ahşap ile baştan sona inşa etmek mümkündür. Yapılarda kullanılan diğer hiç bir malzeme böylesine geniş bir kullanım imkânı sunmaz. Güncel araştırmalara göre Almanya'da ev inşa edenlerin %40'ından fazlası, İskandinavya'da ise yaklaşık %85'i ahşabı tercih etmektedir. Almanya'da ahşabın mimari malzeme olarak kullanımındaki payı 1991 ile 2002 yılları arasında iki kat artmıştır.

 

 

Ahşap sağlıklıdır: Mekândaki rutubeti emip, salarak bir tür nem düzenleyici görevi görür. Nefes alabildiği için günümüzün en önemli sorunlarından birisi olan İç Hava Kalitesinin Bozulmasını engeller. Buda günümüzü hastalıklarından olan alerjiden- kansere kadar pek çok hasta bina sendromu nedenlerinin oluşmasını engeller. Ahşap binalarda ısının transferi az olduğundan ısıtma amacı ile kullanılan enerji miktarı düşüktür.Bunun nedeni Hava ile dolu hücreleri sayesinde alternatifi olan malzemelerden daha yüksek ısı yalıtımı sağlamasıdır. Isı iletkenliği 0,13 W/mK gibi çok düşüktür.  Ekonomiktir: İnşaat malzemesi olarak ömrü 80- 100 yıl olarak öngörülmekle birlikte ortaçağdan kalan birçok ahşap bina bu sürelerin çok üzerine çıkılabildiğini göstermektedir. Sık sık bakım gerektirdiğine dair önyargılar, insanların ahşabın dış yüzeyini boyayarak kapatmaları gerektiğini düşündükleri zamanlara aittir.

Rakipsiz teknik özelliklere sahiptir: Malzemeler, sıcaklığın artmasıyla genleşir ve direnç değerleri azalır. Çelik inorganik ve yanımsız olması nedeniyle yanmaya karşı avantajlıdır. Ancakbinalarda kullanıldığında, ısıdaki artışa bağlı olarak genleşir ve çöker. Ahşap ısıya karşı neredeyse hiç genleşmez. Tam tersine, ısının etkisiyle, kurur ve güç kazanır.

Çevre dostudur; Üretiminde atık gaz olarak saf oksijen salan tek yapı malzemesidir.

Güvenlidir: Genel kanının aksine ahşabın yangına direnci beton ve çelikten üstündür. ABD’de kapalı spor salonu gibi büyük kalabalıkların bulunduğu yerler, yangın tehlikesine karşı ahşap karkas olarak inşasına gidilmekte, Almanya’da aynı nedenle çelik konstrüksyonlar ahşap kaplanmaktadır. Yangınlar araştırmalarında derlenmiş istatistikler; taşıyıcı olarak kullanılan ahşabın en güvenli malzemelerden biri olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Yangının başlama nedeni hiçbir zaman ahşap değildir ve ısı geçirmeme, kömürleşme özellikleri nedeniyle ahşap-karkas yapının büyük yangınlara ne kadar dayanabileceği kesin olarak hesaplanabilmektedir. Ahşap yapılar yangına 30-90 dakika dayanabilecek şekilde tasarlanabilir. Ancak çıplak çelik konstrüksyon (çeliğin genleşme katsayısının yüksekliği nedeniyle) normal bir yangına ancak 10 dakika dayanabilir, yapı ikaz vermeden anında çöker.

Güzeldir: Estetik ve dekoratif bir malzemedir. Her ağacın kendine has doğal renk, doku, hare yapısı hatta kokusu vardır. Bir kerestenin deseni kesilme şekline göre değişir. Dizayn ve renk tercihine göre farklı ahşap malzemelerini bulmak mümkündür. Kullanım süresince daha farklı renklere boyanabilir yâda verniklenebilir. Ahşap pencere ve kapılar parke ve mobilya gibi diğer mimari elemanlarla birlikte iç mimaride estetiğin temel öğeleridir. Ahşap, Doğu'dan Batı'ya tüm kültürler için geleneksel yapı malzemesidir. Değeri, insanların bilinçaltına yazılmış olduğundan, her kültürden insan için ortak bir sıcaklık kaynağıdır.

 

DÜNYADAKİ AHŞAP BİNA UYGULAMALARI

Oak wood Tımber Kulesi Londra, UK; Kerestenin yüksek yapılarda yapısal bir malzeme olarak kullanılmasının çeşitli faydaları bulunmaktadır. En belirgini, beton ve çeliğin aksine yenilenebilir bir kaynak olmasıdır. Ayrıca, azaltılmış maliyetler ve iyileştirilmiş inşaat zaman çizelgeleri, artan yangına dayanım direnci ve binaların toplam ağırlığında önemli azalma gibi diğer potansiyel faydaları da bulunmaktadır. Hali hazırda geliştirilmekte olan kavramsal öneriler, Londra'nın merkezinde, Barbican'a entegre edilmiş, 1 milyon metrekarelik karma kullanım kulesi ve katlar teraslarda 1000'den fazla yeni yerleşim birimi yaratacaktır.

Uzun ahşap binalar araştırması, çelik ve beton yapı biçimlerini kopyalamaktan ziyade, ahşap kullanımı ile yeni tasarım potansiyelleri yaratmaya yöneliyor. Ahşap yapıya geçiş, kentsel ortamlar ve yerleşik yapı üzerinde daha büyük bir pozitif etkiye sahip olabilir ve sadece bina estetiği için değil, aynı zamanda tasarımında yeni bir teknoloji gerektirmektedir.

https://media.wired.com/photos/5932213dedfced5820d0eb60/master/w_2400,c_limit/overall_vert.jpg

CHICAGO'NUN JOHN Hancock Merkezi 1965 yılında inşa edildiğinde, 5 milyon pound alüminyum, 96 tur otobüsüne eşdeğer miktarda metal üretmek için yeterli miktarda metal kullanılmıştı. Beş yıl sonra mühendisler, Hancock'u 176 milyon pounddan fazla çelik kullanan 1400 metrelik Sears Kulesi'ni inşa etmişlerdi. Chicago her zaman metal ve beton kullanılan bir şehir olmuştu. Şimdi, Chicago'nun siluetine yeni bir malzeme ve dünyadaki gökdelenlere yeni bir malzeme sunma vaat edilmektedir: AHŞAP

Tasarımcılar, Londra'daki Oak wood Tower gökdelen için bir plan önermişler ve Dünyada Kereste devri resmen başlamıştır.En uzun ahşap yapılardan  olan Minneapolis'te yedi katlı T3 Vancouver mimarı binası ABD'dedir.

Ahşap yeni değildir elbette. 19. yüzyılın sonlarına kadar kereste, baskın bir yapı malzemesiydi. Yeni inovasyonlar, ahşapları cazip hale getirdi. Çelik mukavemetine rakip olan tabakalı kompozit oluşturmak için farklı ahşap parçalarını birbirine yapıştırmak suretiyle üretilen kontrplakbuna örnek verilebilir. CNC freze gibi hassas üretim süreçleriyle eşleştirilen bu malzeme, mimarların bir yüzyıl önce hayal bile edemedikleri yüksekliklerde binaların inşa edilmesini sağlıyor. Çevresel özellikleri onu daha da çekici hale getiriyor; odun, karbondioksit için bir kilit kutusu gibi davranır, havadaki fazla CO2'yi absorbe eder.

Bugün, dünyanın en uzun ahşap binası, Vancouver’da ki kuzeyindeki Brock Commons adlı 18 katlı bir yurt binasıdır.

Ä°lgili resim

Cambridge Üniversitesi'nin Doğal Malzeme İnovasyon Merkezi başkanı ve Chicago'daki RiverBeech kulesi ile Londra'daki Oakwood Kulesi'nde başmühendis olan Michael Ramage, BrockCommons'ın kereste benzersiz potansiyelini keşfetmeye yönelik ilk adımı oluşturduğunu söylemektedir. “Büyük bir yapı malzemesini değiştirdiğimizde her zaman izleyebileceğiniz bir malzeme değiştirme geçmişi var” diyor ve ekliyor: “Yeni malzemeyi ustalaşana kadar önceki malzemeyi kopyalıyoruz. Mimarlar merak uyandırıcı yeni formlar bulmak için ahşabın tekil özelliklerini benimseyecek demektedir.

 

Shigeru Ban Vancouver’da dünyanın en yüksek melez ahşap yapısını tasarlamıştır.

Pritzker ödüllü Japon mimar Shigeru Ban, Vancouver, Kanada’daki dünyanın en uzun hibrid ahşap binasını tasarlamıştır. Vancouver merkezli geliştirici PortLiving tarafından ortaya atılan projeye “Terrace House” deniyor ve “lüks şehir yaşamı” için özel evler oluşturmayı amaçlıyor.Bu proje, Kanada’nın mimar Arthur Erickson tarafından tasarlanan 40 yıllık Evergreen binasının bitişiğindeki CoalHarbour semtinde yer alacaktır.

Sonsöz insan, doğaya bağımlı olup,doğa ile etkileşim içinde olmalıdır. Bu nedenle üretim ve işlenmesi sırasında az enerji harcanan, kullanım ömrünü tamamlayınca doğa tarafından kolayca dönüşüme uğratılan, üretim aşaması, yıkımı sırası ve sonrasında doğayı kirletmeyen ve kanserojen maddelerin ortaya çıkmasına neden olmayan malzemeler seçmeye dikkat edilmelidir.

 

İŞTE BU NEDENLE YEŞİL YOL GÜZERGÂHINDA DOĞAYA UYUMLU OLAN AHŞAP YAPILAR KULLANILMALIDIR.

GELECEK YAZIMIZDA AHŞAP BİNALARDA BİO BİNA ÖZELLİKLERİNİ ELE ALACAĞIZ.

Tüm Duyurular